Электронная библиотека » Mirzəbala Məmmədzadə » » онлайн чтение - страница 2


  • Текст добавлен: 29 октября 2022, 11:40


Автор книги: Mirzəbala Məmmədzadə


Жанр: Зарубежная публицистика, Публицистика


Возрастные ограничения: +16

сообщить о неприемлемом содержимом

Текущая страница: 2 (всего у книги 7 страниц) [доступный отрывок для чтения: 2 страниц]

Шрифт:
- 100% +

Fakat, köylü harekatının Azerbaycan’da pek derin, içtimai, iktisadi, siyasi, hukuki ve harsı sebepleri olduğu kimi, kendisine mahsus uzun bir tarihi vardır.

Köylü ne zamandan beri mücadele ediyor?

Bu mücadelenin milli istiklal harekatı tarihinde ne kimi ehemiyeti ve mevkii vardır?

Azerbaycan’ın dağlarını ve ovalarını kanları ile boyamakta olan Azerbaycan köylüsünü bu kanlı müca-deleye sevk eden pek derin, beşeri, insani, medeni, mil-liyet ve istiklale teallük eden sebepler vardır. Bu sebepler heç bir zaman köle, esir ve kul olmamış ve kendini hür olarak hissetmiş Azeri türkünün Rus istilasına karşı her daim mücadeleye sevk etmiştir.

Modern, esri kafa ile düşünen istilacı Azeri genci Azerbaycan köylüsünün isyan ve kıyamlarına yüz yirmi yıldan beri kanlı mücadelelerine sebep olan bu içtimai-iktisadi motifleri araştırmalı ve bilmelidir.

Sovyet istilası devrinde daima mukavemet gösteren Azerbaycan köylüsünün iki yıl bundan evveline kadar pasif bir şekilde olan bu mukavemeti 1928 senesinden itibaren aktif bir yolla gitmiştir.

1928 senesinde Azerbaycan kazalarında Sovyetlerin halk ile alakasını tetkik eden komisyon neşrettiği rapor-unda (Komünist, № 2299 il 1928) halk ile Sovyet mües-seseleri arasında derin bir uçurumun yarandığını kayd-ediyordu. Köylerde köy, kazalarda keza ve vilayet Sov-yetleri vardır. Bu Sovyetlerin toprak-ziraat, maarif, sıhhiye, maliye, nafia, emniyeti umumiye ve s. şubeleri vardır. Fakat, halk bu Sovyetlerle, bu şubelere müracaat etmeden kendi işlerini hususi suretde davet ettikleri yığıncaklarda hallederlermiş. Sovyetlerde seçilmiş olanlar bele Sovyet içtimalarına ve faaliyetine iştirak etmiyormuş. Köy, keza ve şehir münevverleri Sovyetleri tamamile boykot etmiş bir vaziyette bulunuyorlardı. Köylüler kendi teşebbüsleriyle mektep, hastane, su arkları, şose ve s. inşa ediyor. Köylüler Sovyetleri ingore ederek toprak taksi-matını dahi Sovyetlerin kararı aleyhine olarak, kendi yığıncaklarında hallediyor.

1928 senesi başlarında Azerbaycan’ın köy, nahiye, keza ve şehir Sovyetleri müesseselerinden ibaret bir müşa-verede Azerbaycan merkezi icra heyeti talimatçısı «Konukof» halkın pasif mukavemeti ve baykotu neticesinde Azerbaycan Sovyetlerinin hiç bir iş görme-diklerini ve görecek bir halda olmadıklarını şikayetimiz bir şekilde kaydederdi.

Azerbaycan ziraat merkezinin ikinci reisi Karagözov Azerbaycan kazalarının tetkikten döndükten sonra «Zaktaç» muhbirleriyle olan mülakatında köylü harekatının aktif aleyhtar tezahüratı hakkında malumat vererek deyir ki: (Zar.Vos. 30-XI 1929 №275)

„Son üç-dört ay zarfında Karabağ vilayetinde kolço-maklar kollektiv ziraat kuruluşuna müthiş suretde muka-vemete başlamışlar. Kolçomakların bu mukavemeti kol-lektiv ziraat teşkilatçılarının azalarını katletmekten iba-rettir. Kolçomaklar müselleh kuvvet halında kolhoz ve sovhozlara baskın yaparak mal-karanı getiriyor, mahsulat ve ekini imha ederek müesseseleri yakıyorlar. Böyle açık ve aktif terör herekletile beraber kolçomaklar kolhozları içeriden zebt etmeye sey ediyorlar. Bu hususta kolçomaklar Şatırlı, Yevlah, Berde, Koyunlu, Hayaslı, Şeyhbabalı, Gegülgler, Zümurhaç gibi dairelerde büyük muvaffakiyetler elde etmişlerdi. Kolçomakların emrlerine itaat etmeyen Koyunlu ve Hayaslı kimi yerlerde kolhoz reisleri katledilmiştir.

«Nahçivanlı» imzası ile Z.Vostokaya malumat veren birisi Nahçıvan Cumhuriyetinde mevcut 42 kolho-zda iştirak eden köylülerin bu vakte keder 1929 senesi iptidasına kadar emlak, arazi ve ekinlerini birleştirmemiş olduklarını kaydediyor.

Bakı vilayetinde yüzlerce köylünün muhakemesi başlanmıştır. Şamahıda, Bakıdan gelen seyyar mahkeme, Sovyet aleyhine nümayişler icra etmiş, kolhoz, erzak komiteleri ve s. Sovyet müesseseleri reislerini dövmüş olan köylülerin 1928-1929 senelerde muhakemesi davam ediyordu.

Şarur mahallinde, Bakıdan gitmiş amele muha-fazasına köylüler baskın yaparak öldürmek istemişlerdir. (Z.V. 1929 №273) Yine aynı gazete Gence vilayetinin Şamhor mahallinde köylüleri erzak vermeye davet eden ve erzaklarını gizletmiş olan köylülerin 19 rehberi tevkif edil-miştir.

Karabağda, Hankendi ile Laçın arasında Moskva komsomolları öldürülmüştür.

Mürselli hadisesi Azerbaycan’ın Muğan ve Mil bozkırlarında icra edilen rus kolonizasyon siyasetine karşı müthiş bir kıyamdı. Salyanda davam eden seyyar mah-keme, köylülerin Kür bentlerini aşarak bütün Muğan ve Mili denize çevrildiklerini, bütün ekinleri, rus muhacir köylerini mahvettiklerini meydana koymuştur. (Z.V. 1929 №140)

Aynı hadise Kara Sakal kanalı etrafında dahi baş vermiş, bütün ekinlerle beraber yeni rus muhacir köyleri de batmıştı.

II

Bakıda çıkan «Komünist» gazetesi (1929 №152) Azerbaycan kazalarında Sovyet hükümetinin erzak hazırlığına karşı kuvvetli bir mukavemet başladığını, erzakın kuyularda gizletilerek hükümetin sabit fiyatile satmaktan imtina edildiğini, bu yüzden erzak hazırlığı programının yüzde 40-ı tatbik olunduğunu, Azerbaycan kazalarında bir çok köylü tevkifatı yapıldığını yazmakta idi. Bu erzak cephesindeki mukavemet münasebetiyle Sal-yanda, Lenkeranda, Kubada, Hızıda, Şirvan, Ağdam, Göy-çay ve s. yerlerde köylüler üzerinde icra edilen muha-kemeler harekatın ne kadar ciddi ve geniş bir mikyasta olduğuna delil idi. Köylülerin aktif iktisadi mukavemet ve mücadeleleri üzerine 1928-1929 senesi Sovyet seçkileri zamanı gösterdikleri asabiyeti dahi ilave edecek olursak, harekatın siyasi ceneti dahi tekmil edilmiş olur.

Sovyet hükümeti halkın yüzde 86 kısmini seçki hak-kından mahrum etmiştir. Seçkilerde yalnız amele ile yok-sul köylüler iştirak edirdiler. Köyün hallı ve orta hallı ekincileriyle burjuva ve ufak burjuvaları vatandaşlık hak-kından, ulema, tüccar ve toprak sahibi eski aristokrasi kimi mahrum edilmişlerdi.

Halbuki, ziraat hayatı hemin hallı ve orta hallı köy-lülerin elinde bulunmakta idi. Kendi emlaklerini, mallarını ve mahsullerini ellerinde saklamak üçün memleketin bu yegane müstakil ve çalışkan zümrelerini memleket ida-resine dahi sahip olmaya sevk etti. Komünistlerle müthiş ve kanlı mücadele başlamıştı. Köylüler komünistlerin seç-ki komisyonlarını işgal ettiler, kaza seçkilerini ellerine aldılar, komünistleri döverek kovdular, çok yerde onlarla, yüzlerce komünist katledildi, komünistlerin seçki içti-malarına hücumlar yapılarak müesseseler zapt olundu. Bezi kazalarda komünist teşkilatları yandırıldı, komü-nistler diri-diri ateşe atıldı…

Köylünün Sovyet-komünist listesine karşı vazettiği liste ekseriyet kazanmağa başladı. Bunu gören komünist hükümeti kazalara rus amelesinden ibaret ceza ayarları gönderdi. Bununla beraber 1928-1929 intihabatında komü-nistler seslerin yüzde 11,2-sini, komsomollar yüzde 12,4-nü, köylüler yüzde 66,4-nü kazanmağa muvaffak oldular.

* * *

İşte, böyle bir şerait altında 1929 senesi Martında Azerbaycan komünist fırkasının 9-cu kongrası toplanıyordu. «Komünist» gazetenin (6 ve 8 Mart 1929 №54-56) yazdığına göre, kongra toplanmadan, komünist fırkasının hususi komisyonları keza, nahiye, şehir ve köy fırka teşkilatlarında tasfiye yapmış, sağ, sol ve milliyetçi kimi muhalif unsurları çıkardıktan sonra intihab etmiş ol-duğu 177 kişiden kongraya 129 kişi gelmişti. Bu keder dikkat ile intihap olunan heyeti merkezi tam üç ay sonra, bütün keza ve köy teşkilatları ile beraber iflas etti. 1929 senesi temmuzunda Moskvada vuku bulan bir icma Azer-baycan komünist teşkilatlarının sağlar elinde bulunduğuna köylü harekatında köylüleri himaye ettiğine karar vermiş 9-cu kongranın intihap ettiği Eli Haydar, Yusuf ve Mirzoyan ve onlarla beraber bütün «rehber heyetlerini» azletti. Azerbaycan komünist fırkasının başına Gikalo nam birisi tayin edildi.

Moskva, komünist fırkasının iflasını, 25 temmuz 1929-cu il tarihli bir temini ile («Pravda» 1929 №171) izah ediyordu. Gerek bu izahtan, gerekse Varaslavskinin («Pravda» 1929 №165), Gikalonun («Pravda» 1929 №175) A.Stolyarov («Pravda» 2 Ağustos 1929), Meerzon ve Pşeniçik («Pravda» 28 Temmuz 1929), Hebib Cebi oğlu («Komünist» 1929 № 183-184) ve diğerlerinin maka-le, rapor ve beyanatlarından anlaşılan şu idi ki: müthiş te-mizlik neticesinde toplanan 9-cu Azerbaycan kongrasında intihap olunan heyeti merkeziye köylü harekatının ıe köy-lü haleti ruhiyesinin tesirinden kendisini kurtaramamış, bilakis Azerbaycan teşkilatları, mülkiyetçi komünistlere karşı himaye eden adamlar eline düşmüştür. Hatta Azerbaycan komünist fırkası sağ cereyanla mücadele edenlere karşı mücadele etmiştir.

Gikalo, bunları aradan kaldıracak Azerbaycan kaza-larında hakim mevkiinde bulunan halli köylüleri sıkacak ve imtina edecekti. Bunu üçün her şeyden evvel:

1.NEP devrinde toprak ve mal sahibi olmuş orta halli köylülerin «fazla» hayvanları ellerinden alınacaktı.

2.Yoksul ve ortabab köylüler kolhozlara celp oluna-caktı.

3.Hususi ziraat bu suretle tehdit edilirken kollektiv ziyarete revaç verilecek ve köyde hakimiyet bu kol-lektivde formalaşacaktı.

4.Hususi ticaret tamamile kaldırılacak.

5.Mekteplerden komünist olmayan muallim ve talebe ihraç olunacaktı.

Gikalo bunları «muvaffakiyetle» yaptı.

1929 senesi illerinden itibaren, hallı ve orta hallı köylülerin toprak, hayvan, emlak ve mahsulatı, ne varsa, müsaderesine ve kollektivlere verilmesine karar verdi. Bu, Azerbaycan’da «umumi kollektivizeye» geçiliyor deme-ktir. Artık büyük sanayi yüzde 99,6, büyük ticaret yüzde 100, kiçik ticaret yüzde 62,7, ufak, el sanayisi bele yüzde 56,3 kollketivize edilmişti. («Pravda» 8 Teşrini sani). Köylerde hususi ziraat, kollektiv ziraat üzerinde fakiyete malik olması, Sovyet hükümetine bir kaç cihetten müşkülat yaratıyordu.

1.Sovyet hükümeti erzak toplamıyordu.

2.Beş illik planın tatbiki üçün lazım olan miladdi iptidaiyeti, dahili istikraz ve vergileri ala bilmirdi.

3.Siycseten köylere ve memlekete mülkiyetçi köylü hakim durmakta idi.

4.Pazar ve piyasa bu köylü nüfuzunda idi.

5.Nihayet, memleketin fikri ve hayatı dahi muhite hakim bulunan bu ufak burjuva zümresinin tahtı hakim-iyetinde idi.

Umumi kollketivize bunların hepsini halledecekti. Bir defe mülkiyetçi, orta hallı ziraat tarafları köylü bir sınıf olarak meydandan kalkacak, saniyen: bütün ziraat kollektivlerde toplanacakdı.

Kollektiv ziraat ve ya kolhozlardan gaye, ziraat şim-dilik sosyalize değildi. Bu ameliye, bilahare, bilhassa beş illik plan tatbik edilibse, bütün aleti-ziraiyyeti avaz ede bilecek keder traktör mevcut olduktan sonra yapılacaktı. Şimdilik ise kolhozlar Sovyet hükümetine, köylünün elin-den ala bilecek bir vasıta rolünü oynayacaktı.

Azerbaycan köylüsünün ireliden bahsedeceğimiz kimi, bir hususiyeti vardır: o, daima aktivdir. Rusya’da 19-cu esrin sonlarına keder davam eden kölelik rejimini o, hiç bir zaman yaşamamış, kendisini hür hissetmiş ve hür bu-lunmuştur. Kendi varlığını, şahsiyetini ve hakkını müdrik bulan Azerbaycan köylüsü, beş illik plan, erzak istihzarı, kollkektivize, vergiler, istikrazlar ve nihayet, bütün mev-cudiyetini imha eden «bir sinif olarak kolçomakların imhası» kararına karşı müselleh kıyamla cevap verdi. 1929 senesi sonlarından başlayan ve hele davam eden bu kıyam 1930 senesi Şubat-Mart-Nisan aylarında geniş ve kanlı bir şekil aldı. Azerbaycan’ı baştan-başa istila eden bu köylü kıyamı, Azerbaycan’ın siyasi, iktisadi, askeri ve içtimai hayatında pek mühim tebeddülatı mucip oldu.

III

1930 senesi Mayısın sonları ile Haziranın başla-rında Azerbaycan komünist fırkasının 10-cu kurultayı, Haziranın ortalarında ise Azerbaycan, Gürcistan, Erme-nistan komünist fırkasının müşterek Maverayi Kafkasya kongrası açılmıştır. Gerek birinci, gerekse ikinci ve bila-hare Haziranın sonunda açılan umumi Sovyetler ittihadı komünist fırkaları 16-cı kongasında devam etmekte olan Azerbaycan isyanları, onun sebepleri, onun almış olduğu siyasi ve milli karakter, bu işte Azerbaycan komünist fırkasının mesuliyeti, isyanla nasıl mücadele edilmesi lazım geldiği müzakere edilmişti.

Bu hususta Azerbaycan’ın, Gürcistan’ın, Ermenis-tan’ın en mesul komünistleri beyanatta bulundukları kimi, Rusya’nın Kafkasya’da, bilhassa Azerbaycan’da bu-lunan diktatörleri dahi nutuklar etmiş ve vaziyeti izah etmişlerdi. Bu isyanın sebepleri ve mücadele yolları hakkında Eliava, Lominadze, Çaplin, Krinitski, Dadaş Bünyadzade, Eli Heyder Karayev, Yusif Kazımov, Gikalo ve diğerleri uzun nutuklar irat etmiş ve münakaşalar yapmışlardı. Eli Haydar Karayev isyanlara işaret ederek demişti ki:

–Kimseye gizli değildir ki, Maverayi Kafkasya, bilhassa Azerbaycan köylerindeki bugünkü keskin ve ger-gin vaziyet, son altı ay zarfında tatbik olunan kollektivize neticesinde meydana çıkmıştır («Zarya vostoka» 25 Hazi-ran 1930). Eli Heyder kollektivize programı tatbik olunan Azerbaycan köylüsünün hususiyeti ile kimsenin hesap-laşmadığını, Borçalı, Vedibasar, Nahçıvan taraflarında birden-bire Şimali Kafkasya’da olduğu kimi umumi kol-lektivize yapmak karara alındığını kaydederek, Türk köylerini müttehit olarak, kolçomaklarla beraber yoksul ve ortababların dahi isyan etmesinin 100-150 ev halında bulunan «oymak», «oba» ve «kendilerinin» hep akraba olduklarını, orada sınıf taksimatını yapıp da bir kısmine kendi akrabalarını imha ettirmenin imkan haricinde olduğunu, bilakis, bu harekat karşısında hepsinin bir-leşeceğini kaydetmişti. («Zarya vostoka» 1930 №167)

Azerbaycan komünistleri heyetinin reisi Dadaş Bünyadzade ise demişdi ki:

–Azerbaycan köylerinde aleyhimize isyan etmiş olan köylüler yalnız kolçomaklar (hallı köylüler) değil, onlarla beraber yoksullar ve muzdurlar dahi isyana iştirak ediyorlar.

Dadaşın bu sözleri üzerinde duran Eliava deyirdi ki:

–Yoksullarla muzdurların isyana iştirak etmeleri gösterir ki, ortabablar da iştirak etmektedir. Köylü siyaseti, bilhassa, ortabablar ile alakadar olduğundan, köylüler Sovyet hükümeti tarafından kendi tarafına geçmeğe mu-vaffak olan kolçomaklara karşı ciddi tedbirler almak lazımdır. («Bakinski Raboçi» №144)

Fakat, köylü isyanlarının şümulü ve derinliyi üze-rinde ittifak eden komünistler onun sebepleri ile ona karşı alınacak tedbir meselesinde bir türlü anlaşamıyorlardı.

Eliavaya göre sebep federalizmin mevcudiyetinde, merkezin zeif olmasında, Azerbaycan komünist fırkasının Tiflisten ve Moskvadan verilen emrlerdedir. Fikrini ispat için Eliava deyirdi ki:

–Azerbaycan komünist fırkası merkezi iflas ettiği zaman bize aşikar oldu ki, bütün günah ve hatalarımızın sebepleri federalizmdedir. Biz Azerbaycan komünist fır-kasının ıslah etmeye cesaret ettiğimiz zaman Azerbaycan komünistleri kıyameti koparırdı. Bundan başka Azerbay-can komünist fırkası merkezi ile Bakı teşkilatı umum itti-hat komünist fırkamız ile Mav. Kafkasya ülke komünist merkezlerin kararları aleyhine çıkmağa bele cesaret gösterir. Azerbaycan komünistleri deyirler ki: «ülke komünistleri iyi, amma… bizim dahili işlerimize karış-mayınız.» («Bakinki Raboçi» №144)

Eli Heyderin nutku şayanı dikkat idi. O, demişti ki,

–Kanuni saninin 22-sinde (1930) Mav. Kafkasya ülke komitesinin maruf içtimaı aktolunmuşdu. Eger o içti-mada arkadaşlar şimdiki gibi söz söyleseydiler, şüphe yok-tur ki, o saat sağ temayülde ittiham olunacaklardı. Yoldaş Mamulya’nın o zaman mahalli şeraiti ve hususiyeti nazara almağa teklif ederken ona neler söylediğini hatır-layırsınızmı?

O zaman kızmış kafalarla Mav. Kafkasya 1931 sene-sinin sonuna keder kollektivize etmek teklif olunurdu. Çok konuşuluyordu, kollektivizeden sonra kolçomaklar dedi-ğimiz köylüler ne yapmak lazım geleceğinden ise konuşan ve ha birine yüklemek isteyirler. Bu, doğru değildir. Bütün merkezler bilhassa Mav. Kafkasya bu hususta mes-uldür. («Zarya vostoka» 1930 №167)

Mesele aydındı. Azerbaycanlılar Moskva ve Tiflisin Azerbaycan’ın şerait ve hususiyetini bilmediği halda fuzuli mubahesesini tenkit edir, zımnen kollektivizeden vazgeçilmeyeni isteyirdiler. Merkez ise Azerbaycan’ın hakk ve salahiyetlerini çok tehdit ederek sık bir merkeziyet yaratmağı ve ne olursa olsun, Azerbaycan’da kollektivize siyasetini tatbik ederek Azerbaycan köylüsünün en canlı ve hayatiyetli usullerini imha etmek isteyirlerdi.

Azerbaycan mukadderatını idare eden Gikalo, mes-uliyetin eski rehber heyetinde olduğunu, Azerbaycan’da komünizme zıt muhit hazırladıklarını, mukavemetin böyle kanlı bir şekil almasından, işte 9-cu kongrada intihab olunanların mesul olduklarını söylemiştir. Eski rehberlerden Yusuf Kasımov Gikaolya ise şiddetli müka-bilede bulunmuş ve hataların Gikalo komitesiyle Tiflise ait odluğunu iddia eylemişti. Yusif bilhassa Tiflise Mos-kvanın Azerbaycan işlerine müdahalesini şiddetli tenkit etmiş, Tiflis ve Moskvanın vazifesini «amirlikde» değil, «hakimlikte» görmüştü.

Eliava nutkunda demiştir ki:

–Mesele yalnız hatalarda ve onların islahında deyil-dir. Mesele ondadır ki, hali hazırda Azerbaycan’da kol-çomaklarla ve ihtilal «aleyhtarlarıyla» hükümeti elde etmek üçün mücadele davam etmektedir. Bu mücadele hiç bir güzeşt taraftarı olmayan yoldaşlarla men tamamile muvafikem. Yeni ihtilal aleyhtarları kuvvetler imha edil-melidir. Hali hazırda ihtilal aleyhtarları ile olan mücadele çok zayıf gedir. Halbuki Sovyet hükümeti tesis olalı, Sov-yet aleyhtarları kuvvetler hiç bir zaman bugünkü keder aktif ve cesaretli olmamışlardır.

Köylerdeki siyasi vaziyet memleketimizin hudut-larını bele aşmaktır. Köylerdeki vaziyet siyasi cihetten düşmanlarımız müdafilinde müzakere edilmektedir. Onun üçündür ki, mence isyan harekatı imkanlarını kökünden kesmeye ve partizanlar gruplarını aradan kaldırmağa matuf keti tedbirler almak lazımdır. («Bakinski Raboçi» 23-6-1930)

 Eliava, Azerbaycan’daki köylü harekatına siyasi cihetten başka sırf dahili-iktisadi dahi ehemmiyet verirdi. Onun fikrine göre bu harekat hammal menbeyi olan Azerbaycan beş illik planın tatbikinde mühim rol oyna-maktadır. Eğer isyan davam ederse, beş illik plan tatbik olunmayacaktır.

Fakat, asıl mesele isyanın nasıl yatırılacağında idi. Azerbaycanlılar, kollektivizeden vazgeçilmese de, suretini azaltmakla, güzeşte gitmekle mücadele etmek isteyirlerdi. Ötekiler ise daha çok şiddet, sıkı merkeziyet teklif etmekte idiler. Tebiatile son cereyan kuvvetlendi. Gikalo ve cellat Bağırov Azerbaycan’dan atılarak yerine Polonski geldi. Azerbaycan’da yeni KPU kuvvetleri, Rus ordusu, top ve tayyare sevk olundu. Buna mukabil isyan daha şiddetlendi. Fırka kongralarından sonra Azerbaycan komünist fır-kasında başlayan inhilal yeniden kendisini gösterdi. Bu defe Azerbaycan komünistleri Polonskini imhal ederek Mav. Kafkasya ülke komitesi ile ve o vasıta ile Harkovla ve rus komünistlerinin klooektivize aleyhtarları olan Sırtsev ve Rıkov grubu ile anlaşarak Stalin aleyhine geniş bir sui-kasta keder gittiler. Bu teşebbüsün akim kaldığı, Azerbaycan komünist fırkası yeniden tasfiyeye maruz kaldığı bir zamanda müselleh köylü harekatının daha şid-detlendiği haber verilmektedir.


IV

Menşeyi ta dokuzuncu esrin ortalarına keder uzanan Azerbaycan’daki köylü harekatının karakterini tayine çalı-ştığımız zaman bu karakteri mülkiyet, hürriyet, serbestlik ve bunların tabit neticesi olan bir çok milli-içtimai hak-kların hakimiyeti uğrunda vaki olan bir mücadele şeklinde formüle etmek mümkün olur.

On dokuzuncu asırda, köylüsü «esaret-kölelik» (kreposnoy hukuku) sistemine tabi Rusya, bu rejimi dahi Azerbaycan’a tatbike kalkmıştı. Bu sistem mucibince köylü toprak derebeyliğinin elinde cansız bir eşya kimi alıb-satılır, heç bir hakk, hukuk, mülkiyete, bir şey sahibi olmak hakkına malik değil ve bir yerden başka yere hare-ket ede bilmezdi. Serbest, hür yaşayan, topraktan istediği kimi istifade eden Azerbaycan köylüsü Rusya’nın tatbik etmek istediği bu rejime karşı kanlı isyanlarla cevap vermiş, bu isyanlar Azerbaycan’da bar «kaçak hayatı», kaçak mücadelesi ve kaçak edebiyatı yaratmıştı.

Şimdiki mukavemet dahi aynı prensipler uğrunda davam etmektedir.

Köylü ne isteyir?

1.Mülkiyet zıraatde şahsi teşebbüs ve ferdi teşkilat.

2.Ticarette: inhisarların kalkması, serbest ticaret, serbest rekabet, serbest fiyat ve s.

3.Siyasette: komünist diktatörlüğünün imhası ve bü-tün halkın iştiraki ile demokratik usulü-idare, serbest seçkiler.

Aşağılarda göreceyiz ki, bunlar komünizmin gaye-sine tam tezat teşkil eden, verasetli, aile kutsiyetini milli anana, ahlak ve adetini, lisan, edebiyat ve harsın hakim-iyetini intaç eden tem başka bir vaziyet vücuda getirir.

Komünistlerin, alelümum Marksistlerin iddialarına göre mülkiyeti daimiyyet kutsiyet payesi veren aile ve veraset meselesidir.

Yainki, mülkiyet rejimidir ki, aile ve veraset mese-lelerinin daimiyetini pettirir. Binaenaleyh, mülkiyetin ilgasile aile, veraset ve bütün mevcut içtimai, hukuki, ah-laki müesseseler kökünden değişecek, yeni «sosyalizm cenneti» kurmak mümkün olacaktır.

Beş mayıs 1920 senesinde Azerbaycan’da top-rakların eski sahiplerinden alındığını elan eden dekret bu toprakları yoksul köylülere vermirdi. Bilakis büyük «devlet sosyalizmi» kurarak köylü devlet üçün çalışan her memur vaziyetine salınmıştı.

Dünene kadar Azerbaycan’daki yoksul köylüler bele at, mal tohum ve arazi alarak mülkedarla ortak halın-da ziraat yapmak imkanında iken, artık Moskva üçün çalışan ve mahsulüne sahip olmayan, aynı zamanda araziye ve mülke sahip bulunmayan bir köle vaziyetine düştü.

Komünizmin altın devri olan bu «askeri komünizm devrinde» Sovyetler 1921-1922 senelerinin dehşetnak aç-lığına maruz kaldı.

Köylü, inkılaptan toprak, hürriyet, şahsi teşebbüse imkan, mülkünü ve mahsulünü serbest tasarruf etmek hak-kını umurdu. Bu olmayınca o, çalışmaktan, ekmekten vazgeçti ve hükümet ziraatını boykot etti. Bu müthiş boykotaj neticesinde Sovyetlerin bütün temeli sarsılmağa başlarken, Lenin maruf ricat emrini verdi, Sovyetlerde 1927 senesinin sonuna keder davam eden «NEP – Yeni İktisadi Siyaset» devri başlandı.

Azerbaycan komünist fırkası ile Azerbaycan amele birlikleri reisi Leon Mirzoyan 1925 senesindeki köylerdeki vaziyeti şöyle tasvir edirdi:

–Yoksul denilen rencberin bir parça yeri vardır. Fakat, ne atı, ne öküzü, ne pulluğu vardır… bunları satın almağa parası daha yok. Bu yoksul köylünün ademi memnuniyeti mucip olan en mühim sebep, bu hususta kendisine yardım etmediği halda, Sovyet hükümetinin yoksulları, orta hallılarla kolçomaklar nezdinde ücretle çalışmaya dahi bırakmamasıdır.

17 Mayıs 1925 tarihli «Bakinski raboçi» gazetesinde on dördüncü komünist fırka kongrasının köylerde yeni iktisadi siyaset hususundaki kararlardan bahsederken, Mirzoyan demiştir ki:

–Köylerde NEP ne demektir?.. Bu, evvela köy-lerdeki yoksullarla orta hallı rencberin ve hatta kol-çomağın bele kollarını açmak, onlara artmak ve artırmak imkanı bahşetmektir.

Köy iktisadiyatı gayri iktisadi ve gayri idari bir takım müşkülata maruz kalmaktadır. Köylerdeki tecrü-belerimiz gösterdi ki, köy burjuvazisi, tazyike uğra-dığından inkişaf etmir. İşbu tecrübemizin hulasası budur ki, yoksul köylü mal toplamaktan, istehsalatını artırmaktan korkur; zenginleşmekten imtina edir, çünkü o zaman kendisini Sovyet düşmeni olan kolçomaklar sırasına dahil edecek tazyik ve tehdit altında tuturlar… Orta hallı köylü dahi hükümetin kolçomaklar sınıfına karşı alaka ve taz-yikini gördükten sonra, şüphe yoktur ki, ziraat istehsalını artırmak fikrinden vazgeçir. Çünkü kolçomak olmaktan korkur.»

Bu «NEP» devrinin tam ortası idi. Köyün üç kısma ayrılmış zümrelerinden kimse hükümetten memnun de-ğildi. Bolşeviklere karşı itimat yoktu. O zaman Buharanın bu itimadı yaratmak üçün «Köylülere, zenginleşiniz, istih-salinizi artırınız, sizi tazyik ede bileceklerinden kork-mayınız, demeliyiz» demiş ve «bu yoksulluğu bitir-meliyiz», deye ilave etmişti.

Feket, meselenin en mühim ciheti kaldırmak lazım geldiği bir takım tehdit idi ki, «köylerde yeni iktisadi siya-seti» icap ettiriyordu. Bu tahdidat kolçomak ve orta hallı rencberler tarafından icara edilen toprağın şeraitine ait idi. Bir de yoksul sınıfın zenginler nezdinde ücretle amelelik etmesini manen kanunun tamamile ilgası idi.

Bu suretle hallı (kolçomak) ve orta hallı köylülere istedikleri keder toprak isticar etmek hakkı verilirdi. Aynı zamanda vergiler tahrif olunur, zenginlere istedikleri keder amele çalıştırmak müsaadesi verilirdi. On dördüncü komü-nist fırka kongrası yukarıdaki tahdidatı kaldırmakla hususi mülkiyeti ilga ve sosyalizmi ilga etmiş oldu.

Bu tebeddülatın yüzde 75-i köylü olan Azer-baycan’da oldukça mühim tesiri olmuştu. Aşağıdaki resmi Sovyet istatistiği bize bu köylü kuvvetinin Bolşevik tebir-ile, bu küçük burjuva sınıfının nasıl canlanmağa ve bun-larla Sovyet sistemi arasında tezadın ne suretle derin-leştiğini gösterecektir.

Sovyet Azerbaycan’ı, merkezi istatistik idaresinin materyalleri gösterir ki:

1921 senesinde Azerbaycan’da topraksız köylünün miktarı yüzde 26 iken, 1927 senesinde yüzde 15 olmuştur. Bir dönüm arazisi olan köylü 1921-de yüzde 25,7 iken 1927-de yüzde 20-ni bulmuş; bir dönümden üç dönüme keder toprağı olanlar 1921-de yüzde 27 iken, 1927-de yüzde 40 olmuştur.

Bu suretle toprakların miktarı ilden-ile azalır, top-rak sahibi olur, birer dönümler azalır, üçer dönümler çoğalır… 1921-den 1927 senesine keder üç dönümden altı dönüme keder arazisi olanların miktarı yüzde 14-den yüzde 22-ye yükselmişti. Altı dönümden fazla arazisi olanların miktarı 1927 senesinde yüzde 3,2 nispet teşkil edirdi.

Mahsulata gelince, 1927 senesinde mahsulün yüzde 7-si kolçomaklarda, yüzde 63-ü orta hallılarda, yüzde 20-si az kuvvelerde, yüzde 10-u yoksullarda idi.

Ekin ve iş hayvanlarına geldikte, 1921-de hayvanı olmayan köylünün nispeti yüzde 23,6 iken 1927-de 2,3-e enmiştir. Birer hayvanı olanlar 1921-de yüzde 22,3 iken yüzde 31,9-a varmış, ikişer hayvanı olanlar 1927-de yüzde 21,9 iken ziyade olanlar ise yüzde 12,4-ü 12,4-ü teşkil etmiştir.

Ticaret sahasında ise Azerbaycan köylülerinin 1927-de yüzde 19 nispetinde kooperatif vardı. Bu kooperatifler ticaretin yüzde 16,6 kısmine iştirak edirdi. 1924-1925-de 47, 1925-1926-da 67, 1926-1927-de 76 milyon rubla tica-ret yapan bu kooperatiflerdeaza olarak, yoksul yüzde 4,7, az topraklı yüzde 42, orta hallı yüzde 41, mütebakası kol-çomaklar otururlardı.

 Fakat, köylünün zaferi bununla bitmirdi.

V

Bu suretle «NEP» devrinde Azeri köylüsünün yüzde 85-i bir dönümden altı dönüme kadar araziye malik küçük köy burjuaziyası halına gelmiş ve umumi mahsulün yüzde 90-ı bunların elinde olduğu kimi dahili ticaretin yüzde 16,6-nı ihtiva eden kooperatifler içerisinde dahi küçük köy burjuaziyası yüzde 95 nispet eylemişlerdi. Dahi ticaretin mütebaki yüzde 83,4 gerek büyük ve küçük şehir-lerde, gerekse kasaba ve köylerde kooperatifler haricinde olarak ufak alverçilerin eline geçmişti.

1926 senesinin Ağustosuna kadar Azerbaycan’da 229 kooperatife karşı 1059 hususi ticaret müessesesi olmuştur. Bu ticarethaneler harici ticaret devlet inhisarında olduğundan, yalnız dahili piyasada, 1926 senesinin altı ayı zarfında 55.474.000 manat hasılat etmiştir.

Sovyet istatistikasına göre ziraat, emlak, ve ticaretin emniyet altında olmadığını gören zengin ve orta hallı köy-lüler, sermayelerine bilhassa hayvan beslemeye hasretmiş, lüzumunda Sovyet hükümetinden kaçırıla bilecek hayvan sürüleri halında hareket edici bir servet vücude getir-mişlerdi. Diğer taraftan zengin ve hallı köylüler Sovyet hükümetinden on dönümlerle arazi isticar ederek pamuk, pirinç, buğday, arpa ve s. yetiştirmeye başlamışlardı.

Fakat, Sovyet hükümetile köylünün arasını açan ve halkın imtiyazsızlığını mucip olan bilhassa seçki hakkı idi. Sovyet teşkilatı esasiyesi seçmek ve seçilmek hakkını an-cak üç zümreye verirdi: köylerde malı, mülkü, arazisi ol-mayan yoksul köylülere, fabrikalardaki ameleye ve kızıl ordu neferlerine… Kızıl ordu ile amelenin bir defe rus-lardan ibaret olduğu malum. Yoksullar ise Sovyet ista-tistikasına göre ehemmiyetsiz bir miktar teşkil etmekte, aynı zamanda toprak, emlak ve mal sahibi olmağa can atmakta davam eden bir zümre idi.

«Kolları açılmış ve zenginleşme imkanına malik olmuş» «NEP» devrinin bu yeni küçük mülkiyetçileri, iktisadi sahada kazanmış oldukları hakkı hukukun tahkim etmek ihtiyacını hissedirdiler. Köylünün hayat, hakikat ve tecrübelerden doğan ve siyasi hakimiyeti hicap ettiren bu isteğini bir çok amiller formüle edir, onu siyasi zafer yol-larına sevr edirdi. Bu amillerden en başlıcası müstahsil köylünün kendisi, onun münevver gençliyi, ikincisi mil-liyetperver siyasi teşekküllerin propagan ve neşriyatları, üçüncüsü ise komünist fırkası idi.

Sovyet orduları Azerbaycan’ı istila ettiği zaman rus-lar, yehudiler ve ermeniler de dahili olmak üzre Azer-baycan komünist fırkası üç yüz kişiden ibaret bir şey idi.

Bu fırkanın teşekkülü köylü memleketi olan Azer-baycan’da işte bu «NEP» devrinde vuku bulurdu. İrerlide biz Azerbaycan komünist fırkasının geçirmekte olduğu ölüm buhranlarının neden bu köylü mukavemetleriyle sık surette alakadar olduğunu görürken, bu fırkanın teşekkül devrini hatırlayacağız. Azerbaycan komünist fırkası köy-lünü teşvik edir, köy, keza, kasaba ve şehrin emekçi sınıfına mensup münevverlerini, genciliğin komünist fırkasına celbederek, bununla iş başında Türk komünistleri bulundurmak isteyirdi. Köylü mülkiyetine sahip olmak mülkünü ve malını tahtı eminiyete bulundurmak için bu fırkaya girmekden çekinmedi.

İşte bu sebep ve amillerin tesiri altında siyasi ha-kimiyete doğru yol alan Azerbaycan köylüsü 1929 senesi Sovyet seçkilerinde yüzde 80,7 muvaffakiyet elde etmekle Moskvayı ve onun Azerbaycan’daki mü-messillerini cidden korkutmağa başladı.

Mirzoyan 1926 senesinde, «Bakinski Raboçi» ga-zetesinde (No 45) «proleter ve enternasyonal Bakünun vasiköy denizile bürünmüş» olduğunu ve bu köy denizinin tabiatı itibarile milli temayüller doğurur bir muhit olduğunu «acı lisanla kaydediyor, bu köy denizinin Baküdeki rus hakimiyetini tehdit etmekte olduğuna işaret etmekte idi.

1927 senesinde Sovyet hükümeti erzak hazırlığı cephesinde pek ağır bir mağlubiyete duçar oldu. Sovyet hükümeti köylünün mahsulünü evvelciden tespit edil-miş sabit fiyatla alacak, Avrupa pazarına çıkaracak, oradan elde edeceği para ile Sovyetlerin muhtaç bulun-duğu fabrika mamulatı getirecekti. Fakat köylü mah-sulünü sabit fiyatla satarken muhtaç olduğu şeker, çay, kumaş sanayi mamulatını bire yüz fiyatla almağa mec-bur olduğunu görünce, hükümetin erzak fiyatlarını de-yişti. Erzak fiyatları, mamulat ile mahsulat arasındaki muvazeneyi buluncaya kadar fırlamaya başladı. Sovyet hükümeti köylünün serbest fiatile erzakı almayınca, köylü mahsulatını açık pazara çıkardı ve istediği fiyata sattı. Fiyatlar bire yüz yükseldi. Sovyet hükümetinin bütçesi, amele memurların maaşı o nispette düştü. «Çervon» o nispette iştira kıymetini kaybeğledi. Maaşlar amele ve memure az gelmeye başlayınca her tarafta memnuniyetsizlik artmağa, amele grevleri zuhur etmeye başladı.

Внимание! Это не конец книги.

Если начало книги вам понравилось, то полную версию можно приобрести у нашего партнёра - распространителя легального контента. Поддержите автора!

Страницы книги >> Предыдущая | 1 2
  • 0 Оценок: 0

Правообладателям!

Данное произведение размещено по согласованию с ООО "ЛитРес" (20% исходного текста). Если размещение книги нарушает чьи-либо права, то сообщите об этом.

Читателям!

Оплатили, но не знаете что делать дальше?


Популярные книги за неделю


Рекомендации